Özgür Yazılım Geliştirici – Ali Erdinç Köroğlu – Elektrik Elektronik Mühendisliği – Mühendislik Fakültesi
Özgür Yazılım Nedir ?
Eğer kullanıcılar bir yazılımı özgürce kullanabiliyor, kopyalayabiliyor, dağıtabiliyor ve üzerinde çalışıp değişiklik yapabiliyorlarsa bu yazılım bir özgür yazılımdır.
- Herhangi bir amaç için yazılımı çalıştırma özgürlüğü.
- Her ne istiyorsanız onu yaptırmak için programın nasıl çalıştığını öğrenmek ve onu değiştirme özgürlüğü. Yazılımın kaynak koduna ulaşmak, bu iş için ön koşuldur.
- Kopyaları dağıtma özgürlüğü. Böylece komşunuza yardım edebilirsiniz.
- Tüm toplumun yarar sağlayabileceği şekilde programı geliştirme ve geliştirdiklerinizi (ve genel olarak değiştirilmiş sürümlerini) yayınlama özgürlüğü. Kaynak koduna erişmek, bunun için bir ön koşuldur.
Bu röportajımızda Özgür Yazılım Geliştirici Ali Erdinç Köroğlu’nun deneyimleriyle , Özgür Yazılım Nedir ? Özgür Yazılımcı Ne Yapar ? Özgür Yazılımın Faydaları ? Yazılımcı Ne Kadar Kazanıyor ? Yazılım öğrenmek ve okumak için ne gerekli ? Yazılım Geliştiriciler Ne İş Yapar ? gibi sorulara cevaplar aradık.
Elektrik-Elektronik mühendisliğini nasıl tanımlarsınız?
Elektrik elektronik mühendisliği tercihlerin yapılması konusu zaten enteresan bir konu haline geliyor. Klasik Türk yapısından gelen bir insan olarak mesleki tercih seçimlerinde sadece üniversite de görürsünüz. Fakat benim bu tarafa yönlenmemde ki temel sebep aldığım eğitimin elektrik elektronik tabanlı olmasından ve babamın da keza aynı mesleki branşta olmasından kaynaklı bir nokta. Dışarıdan herhangi bir kendi özgür kararınca verilmiş bir karar değil. Aslında bir yerde madem herkes bunu seçmiş bu doğru dediğiniz bir kritiğe denk geliyor. Üstelik benim bulunduğum dönemde en popüler bölümlerden birisi de keza elektrik-elektronik olduğundan kaynaklı maddi getirisinin de yüksekliği bu anlamda seçim tercihi olarak bir kriterdi.
Memnun musunuz yaptığınız meslekten?
Üniversite sonrası üniversitede akademik ve idari görevli bulunduğum bir 6 yıllık süre harici hiçbir şekilde elektrik elektronik mühendisliğin kendi branşları ile alakalı bir konum içerisinde bulunmadım. Benim bilgisayar bilimlerine başlamam aslında ortaokula denk geliyor. Ortaokuldan şu ana kadar her türlü sürecin içerisinde bilgisayar bilimleri vardı bundan kaynaklı olarak hangi mesleği icra etmiş olduğum belli bir akademik idari görevde bulunduğum üniversite harici çok fazla bir şey olmadı dolayısıyla böyle bir cevap verebilirim.
Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
Kendi kendime orta ikiden beri bilgisayar bilimleri içerisinde uygulama geliştiren bir yapıdayım. Bu işten para kazanmaya başlamam üniversite 2. sınıfa doğru denk geliyor. Profesyonel anlamda para kazandım fakat belki duymuşsunuzdur Amiga ve Commodore süreçlerini. Benim ilk bu süreçlerden para kazanmaya başladığım dönem ortaokulda Amiga ile yerel oyun gruplarına ses ve müzik tasarlama süreci ile başlamış oldu. Dolayısıyla orta iki orta üçten beri bu anlamda para kazanılabilir şekilde bilgisayar bilimleri içerisinde varlığım devam ediyor.
Bu mesleği yaparken sizi en çok zorlayan şeyler neler oldu?
Söyle eskiye dönersek 93 92 93 yıllarına doğru. O dönemlerde kaynak sıkıntısı vardı. Hem İngilizce hem yerel dilde ki bu konuda kullanabileceğin materyalin az olması sorundu. Daha sonra internetin gelişmesiyle beraber bu kaynaklara erişim fazlalaştı ancak bahsettiğim dönem içerisindeki en büyük zorluk kendi adıma başvurup yararlanabileceğim kaynakların yetersizliği.
Bilgisayar bilimleri ile ilgilenmek adına kazandığınız yetkinlikler oldu mu?
İngilizce öğrenmek zorunda kaldığım bir durum söz konusu oldu. Çünkü benim ilk bilgisayarım Commodore 64 İlkokulu civarında gelmişti. O zamanlar da işte klasik her Türk çocuğunun 4-5 aylık oyun oynaması fakat 4-5 aydan sonra bakıyorsun Commodore basic diye bir kitap var ve kitap İngilizce ilkokuldasın bu sefer de orada yazanı klasik bir sekreter gibi öbür tarafa yazarak programı çalıştırmayı çalışıyorsun fakat daha sonra bakıyorsun ki burada if diye bir şeyi yazıyormuş bu sefer bir İngilizce bir kitap alıyorsun if diyorsun aa bu if eğermiş diyorsun. Sonra bu eğer ne demek diyorsun bu sefer ister istemez hem ingilizce öğrenmeye başlıyorsun hem de bundan kaynaklı olarak da temelde üniversitelerde bizim sınıfta verilmesi gereken herhangi bir programlama dili öğrenmeden önce algoritmanın ne olduğunu noktasına ilişkin temel bilgi de orada edinmeye başlıyorsun. Dolayısıyla bu anlamda en büyük kazanım yabancı dil artı Algoritma tasarımı aslında.
Hangi karaktere sahip insanlar bu iş için daha uygundur?
Bilgisayar sevmeyen ya da uzun süre bir işe odaklanacak hiç kimse bu mesleği seçmemeli. Ben kendimi şöyle tanımlıyorum bilgisayarla oyun oynuyorum karşında bana çok fazla para veriyorlar o yüzden benim için de işten ziyade bir zevk eğlence noktası. Ayrıcı sabır gerektiriyor bir an bütün her şeyi kavrayamıyorsunuz, kavradıktan sonra zamanla tecrübe ediniyorsunuz bununla beraber. Tabii sosyal yan etkileri de var bazı şeylerden feragat etmek zorunda kalıyorsunuz.
Bu mesleği tavsiye ediyor musunuz?
Seviyorlarsa. Zorla yapılan işten hiç hayır gelmez. Sevmediğin bir işte hiçbir zaman başarılı olmazsın sadece zaman harcar ve daha sonra hayattaki geri getiremeyeceğin şeyin zaman olduğunu fark edip bu hayatı niye yaşadım dersin.
Mesleğinizi yaparken kullandığımız bilgisayar programları nelerdir?
Aslında teorik olarak bilgisayar programı kullanmana gerek kalmıyor çünkü ya bir sistem tasarımı yapıyorsun ya herhangi bir programlama diliyle bir uygulama geliştiriyoruz. Bu anlamda en çok kullandığım şey benim VI bir klasik editör. Dolayısıyla yazabildiğiniz sürece herhangi başka bir programı çok fazla ihtiyacınız kalmıyor.
Veri tabansal bir şey getiriyorsunuz veritabanını kullanıyorsunuz. Framework kullanıyorsanız yan uygulamalarını kullanıyorsunuz vs ama yazabildiğiniz ve daha sonra bu bir işte interpreted bir dil ise ya da derlenen bir şey ise burada derleme araçları ve onunla ilgili bütün kütüphaneler vs var sayabiliriz ama spesifik şudur budur demek çok doğru değil aslında.
Yeni tercih yapacaklara vereceğiniz tavsiyeleri olur mu?
Yeni nesil de şöyle bir sıkıntı var çok az zaman harcayım, çok az kafamı yorayım ama çok fazla para kazanayım da her şey çok rahat olsun. Dolayısıyla bu tarz profilin kesinlikle seçmemesi gereken bir dal. Bu sadece bilgisayar bilimleri için söylemiyorum temel mühendislikler için de söylüyorum. Emek sabır ve merak daha çok bu işin altında var dediğim yani bilgisayar başında 3 saatten fazla zaman geçirip of ben çok sıkıldım diye Kalkan birin bu tarafta çok fazla bir başarısı olacağını tahmin etmiyorum böyle bir hedefle girende mühendislik fakültesini bitirdikten sonra yabancı şirketlerde satış elemanı olarak çalışırlar.
Peki geliriniz sizi tatmin ediyor mu?
Ediyor.
Mesleğinizin sevmediğiniz yanları neler?
Sosyal hayattan kopuyorsun. Hani senin yaşında ya da senin profilindeki insanlar arkadaşlarıyla futbol maçına gidiyor, konserlere gidiyorlar, sinemaları gidiyorlar vesaire gibi hani temel yapılan sosyal aktivitelerden uzaklaşıyorsun. Bu bir hayat tarzı haline dönüyor çünkü eve geliyorsun oturup bir televizyon seyredeceğine saatlerce daha önce işte takıldığını konuya tekrar devam ediyorsun oradan başka bir şeyi düşünüyorsunuz bilmem ne derken eve saat 7 de geldiysen gece saat 1 oluyor sen hala x problemi çözmek için harcadığın zaman sonucunda aa bu böyleymiş diyorsun ve sonra yatıyorsun. Bir süre sonra da zaten bütün arkadaş çevren mesleki arkadaşlarından oluşmaya başlıyor bu daha sonra kemikleşiyor başka insan tanışamaz hale geliyorsun.
O yüzden iş yerinde konuştuğun konunun aynısı bu sefer arkadaşlarınla başka bir ortamda konuşuyorsun. Yani iş yerinde bu hafızayı nasıl daha optimize kullanabilirim dediğin noktayı dışarıda arkadaşlarınla buluşunca da yine bu konuyu konuşuyorsun. Bulunduğun ortamın, konuştuğun muhabbetin değiştirmiyor aynı şeyi konuşmaya başlıyorsun bütün hayatın işe dönüyor bundan kaynaklı olarak da arkadaş çevren sadece bu konuyu bilen insanlara dönüştüğünden kaynaklı diğer insanlara sen çok itici görünmeye başlıyorsun. O yüzden hani arkadaş çevren sadece ve sadece senin ilgi alanlarında oluşmuş insanlardan oluşuyor.
Çalışma temponuz nasıl?
Uyumak dışında geri kalan zamanlarda çalışıyorsun. Çünkü bulunduğumuz ülkenin dinamiklerinden kaynaklı birçok şey hem kendi çalıştığın şirket hem de kendi çalıştığı şirketin işi aldığı üçüncü şirketlerin plansızlığında kaynaklı plan proje hiçbir zaman kağıt üstündeki ile örtüşmüyor. Dolayısıyla her zaman bir şeyleri yetiştirmek zorunda kalıyorsun. Şimdi ben bir x işini tamamladım Amsterdam’a 5 günlük lay lay lom’ a gidiyorum diyebileceğim bir senaryo maalesef bu ülkede gerçekleşmiyor ki her zaman bir şey gecikiyor her zaman bir şey planın dışına çıkıyor ve her zaman bir şeyi bir şeye yetiştirmen gerekiyor bu hiçbir zaman bitiyor ama bu ülkenin dinamiğinden kaynaklı.
Yabancı ülkelerde proje yaptığınız zaman bakıyorsun ki saat 6’dan sonra hiç kimse senden bir şey istemiyor ya da hiç kimse senden bir şey beklemiyor ya da yetiştirmen gereken üçüncü bir kurumun işi olmuyor. Uyumadığın zamanlarda maç izleyerken aa şunu yapmadım diye düşünmeye başlıyorsun sonra bakmışsın gol olmuş dolayısıyla yani kurgu hiçbir zaman bitiyor. Sürekli çalışır bir format ediyorsun ama az önce söylediğim mesleki anlamda belirli bir düzeyin üste çıktığın andan itibaren kaybettiğin sosyalliğin getirisi bu aslında bunu getiriyor.
Mesleğinizi yapan kişilerin yurtdışında çalışma olanakları nedir?
Yani teorik olarak yurtdışında çalışmak ile ülke içinde çalışmak arasında bir fark yok. Özellikle son dönemde uzaktan çalışma süreçleri çok fazla kapıyı açıyor. Belirli bir meslek için söylemiyorum, belirli bir kalitenin ve belirli bir tecrübenin üstüne erken zamanda çıkmış herhangi birisi ülke dışında her zaman herhangi bir işte çalışabilir bir potansiyele sahip oluyor. Tabii bu kesinlikle ve kesinlikle yaşla alakalı bir şey değil. Tecrübeye eşit değildir o konu için zaman geçirme süresi. Yani 12 yıl boyunca x işte çalışıp hiçbir şey de bilmiyor olabilirsin 2 yıl çalışıp 12 yıl çalışan adamın yapamadığı bir şey yapabilirsin.
Bu tamamen ve tamamen kişisel becerine bağlı ancak temel mühendislik bilimleri için şunu söyleyebilirim bu iş aslında bir miktar yetenek işi, dersleri okuyalım bitireyim geçerlim işi gibi değil çünkü bundan 60 sene önce yaşamış bir şairin hala iki satır şiirini ezbere biliyorsan Edebiyat Fakültesinden mezun şairim diyen üçüncü sayfadaki şairler her gün şiirler yazarlarken buradan şu aslında ortaya çıkıyor buradaki kişisel beceri ve kişisel yetenek aslında senin mesleki başarını bir yerde gösteriyor. Çünkü herkes program yazar herkes program yazabilir herkes Mühendislik Fakültesi bitirebilir herkes konservatuar’a girip kazanabilir bitirip mezun olabilir ama herkes bir Beethoven olamaz bu tamamen kişiye bağlı kişinin yeteneklerine bağlı.
Üniversite hayatınızda sosyal yaşantınız nasıldı?
Çok tembeldim, derslere gitmezdim. Aslında çok da ciddiye almazdım üniversiteyi çünkü öğrendiğim şeylerin çoğunu ben üniversite öncesi öğrendiğimden kaynaklı bu alanda üniversiteyi çok ciddiye almamıştım. Fakat üniversite dönemi eğlenceli ve keyifli geçirilmesi gereken bir zaman. Çalışılması gerektiği zaman insan gibi çalışıyor olmak çalışılmaması gerektiği zamanda insan gibi eğleniyor olmak gerekir. Dolayısıyla ikisini de düzgün tutturuyor olmak lazım ama günün sonunda üniversiteden çıkıp yıllar yıllar sonra geriye baktığında güzel hatıraları barındırıyor olması lazım insanın. Ne çok fazla ders çalışıp hiçbir sosyal bir şey yapamamış olmak ne de hiç ders çalışmayıp çok aşırı sosyalleşmek sonra hiçbir halt yapamamış olmak. Bu yüzden denge çok önemli.
Bölümde okuyanlar için tavsiyeleriniz var mı?
Bölümünde okuyanlar için tavsiyem hiçbir zaman üniversitenin içerisinde öğretilen ders programına bağlı kalınmaması gerekiyor. Çünkü gerçek hayat ile teorik üniversite yaşantısı arasında çok büyük farklar var. Üniversitenin içerisindeki eğitim sisteminin dışarıdaki ihtiyaçlara göre değişimi çok yavaş gerçekleştiğinden sizin öğrendik biz bunu anladık dediğiniz şeyler şu an dışarıda hiç kullanılmıyor. Temel anlamda yarın öbür gün üniversiteden çıktıktan sonraki süreçte çalışmak istediğiniz alanı çok net belirleyip buna eğilim göstermeniz gerekiyor ikini üçüncü sınıftan itibaren. Çünkü buradaki en önemli nokta şu hayatta her zaman neyi istemediğinizi çok net biliyor olmanız lazım.
Ben bunu yapmak istemiyorum diye çok net söylemek gerekiyor burada değilim, burada değilim, burada o zaman bunu yapmalıyım. Bu hoşuma gidiyor bundan zevk alıyorum buraya yönelmeliyim. Dolayısıyla kendi isteklerinizin farkına çok net varıyor olmanız lazım yani süper veri tabancı olayım ama aynı zamanda da işte Network’ü süper biliyim güvenlikte de süper olayım böyle bir dünya yok. Bunu çok net karar veriliyor olması gerekiyor çünkü her şey bilinemez ve buradaki en temel kapıları açacak olan şey ne kadar kalifiye olduğunuz ama kalifiye olmak demek değildir üniversite öncesi bu konulara ilişkin herhangi bir şey yapmamak.
Çünkü şöyle bir örnek vereyim şu an bizim bir arkadaşımız var çok genç bir arkadaşınız lisede okuyor bu sene Avrupa’da gerçekleştirilen özgür yazılım konferansı’nda python konusu üstüne 2 saatlik İngilizce konuşma yaptı. Dolayısıyla bu sürecin hiçbir şekilde üniversite ile alakası yok Neyi isteyip ne istemediğimizi direkt alakası var.
Üniversitede sizi en çok zorlayan ders hangisi?
Bulunduğum bölüm gereği çok fazla fizik ve çok fazla matematik aldım bundan kaynaklı olarak en nefret ettiğim ders Numerical Analysis çok iğrendim hala keza iğrenirim tabi bununla beraber bilgisayar bilimleri biraz daha mühendislikten daha farklı oluyor fakat elektrik elektronik mühendisliği teorik olarak fizik mühendisine çok yakın çünkü 8 9 tane fizik aldım yaklaşık 6-7 tane matematik aldım vesaire baktığımızda temel zorlayıcı şeyler oluyor ama hani en çok nefret ettiren Numerical Analysis.
Üniversitede en sevdiğiniz ders hangisi?
Lineer Cebir ve Diferansiyel Denklemler.
Stajlarınızdan bahsedebilir misiniz?
Tamamen torba stajlardı. Trakya cam sanayide stajımı yaptım. Düz cam nasıl üretilir? Camın kimyasal yapısı nedir? Cam üretmek için nasıl bir tesis gerekiyor? Tesiste ki otomasyon nedir? Vs gibi şeyleri öğrendim. Ama bu hani dediğim gibi yaptığım işle alakası yoktu. Serve motorlar nasıl olmalı benzeri işte ve benzeri süreçte otomasyonları nasıl olmalıdır. Aslında temel fabrikanın analizini yaptığım bir stajdı. Ama hani çok da torba staj denemez sonuçta bunca yıl geçmiş hala camı nasıl yapılır biliyorum. Ama hani stajı şey olarak değerlendirmek lazım ilerlemeye ilişkin yapıdaki sürece yönelik bir şirket firma ya da alan seçimi.
Yaptığınız işi daha verimli hale getirmek için neler yaptınız?
Uyumak. Yeterince uyuyorsanız gayet güzel oluyor. Uyumazsın sinirli oluyorsunuz dolayısıyla yaşadığınız psikolojik durumda bunu çok net etkiliyor. Karnınız aç olmaması ve uyuyor olmanız lazım bu süreci asıl etkileyen şeylerden bir kaçı ama onun haricinde sosyal hayattan çok ödün vermeden insancıl bir hayat yaşıyor olmak tamamen bilgisayarları gömülmek belki de benim yapamadığım şeyler tabi yapılabilirse güzel olur o yüzden böyle bakmakta fayda var.
İşinizle ilgili ön^yargılar tabular var mıydı?
Bir özgür yazılım geliştiricisiyim dolayısıyla özgür yazılımın ne olduğu süreçleri ülkede maalesef çok oturmamış durumda. Çünkü süreçte her ne kadar yerli milli rüzgarı esiyor olsa da hala yazılımın özgürlüğü donanımlı özgürlüğü konusu çok net oturmuş durumda değil. 2003-2008 yılları arası bir projede geliştiricilik yaptığım döneme doğru bakarsak da o dönem içerisinde gördüğümüz noktalar özgür yazılımını aslında çok fazla anlaşılmadığı çok az önyargılı gittiği buradan gelecek başarının aslında ulusal bağımsızlık anlamında çok önemli olmadığı tamamen şirketlerinin ihalelerinde ya da satın alma süreçlerinde bir pazarlık unsuru olarak kurgulandığı gibi bir durum söz konusu.
Zaman zaman ülke dışına çıkmalı mıyım burada kalmamalı mıyım acaba dediğim çok nokta oldu. Fakat sen gidersen o giderse ben gidersem burada kim kalıp ne yapacak noktasına ilişkin bir şey var. Keza son dönemde de şöyle bir yanlış algı var ülkedeki tüm akıllılar gitti geri kalanlar bu anlamda çok akıllı değil noktası gibi bir durum söz konusu ama sonuna kadar bu bağlamda direnip ülkede bazı şeyleri değiştirmeye yönelik sürecin içerisinde hala ben Bana inanan birçok arkadaşımla beraber aynı noktadayız.